HEDEFLENEN NEDİR ?
Katılımcıların konuya ilişkin bireysel ve/veya kurumsal bağlamda genel iletişim tekniklerini kavramalarına, iletişim süreçleri bazında bilgi ve beceri sahibi olmalarına -varsa- eksik ya da yüzeysel bilgilerinin giderilmesine uygulamaya dönük, çözüm odaklı ve işlevsel bakış açısı geliştirebilmelerine katkıda bulunmak...
BÜTÜNSEL KİŞİSEL İFADE
Anlamlandırmanın, anlaşılmanın, doğru algılanmanın, çatışmasız ortamların sağlanması da bütünsel ifademizin niteliğiyle doğru orantılıdır.
Bu soruların yanıtlarını bildiğinizden emin misiniz?
-
İletişim mi, etkileşim mi?
-
İlettiğimiz nedir?
-
İletişimin ana unsuru ‘konuşma’ mı?
-
Sözsüz iletişim, bedenin dili demek midir?
-
Kişilerarası iletişim; ne kadar kişilerarası, ne kadar iletişim?
-
Söz-ses-beden/nefes/mekân-araç-zaman; nasıl kullanılır?
-
Dinlemek mi zor, dinletmek mi?
-
Güzel konuşuyoruz, iyi görünüyoruz, doğru davranıyoruz; ‘iletişim’ için her şey tamam mı?
KİŞİSEL / KURUMSAL İMAJ
"Benlik algınız", başkalarının sizi algılayışlarını etkiler. Kişisel imajın etkisini ciddiye alın. Neyi, nerede, ne zaman yapacağınız, nasıl davranıp nasıl giyineceğiniz gibi konular oluruna bırakılmayacak kadar önemlidir; özellikle profesyonel yaşamda...
Bu soruların yanıtlarını bildiğinizden emin misiniz?
-
İletişimimiz imajı ne oranda etkiler?
-
Görünümümüz=İmajımız değil mi?
-
Profesyonel görüntü nedir?
-
İmaj oluşturulur mu, geliştirilir mi? Ya bozulursa?
-
'Öz imaj’ mı; imajın özü mü?
-
Modaya uymak…Nereye kadar?
-
Tarz sahibi olmak ya da olmamak; önemli mi?
-
Algı-imaj ilişkisi nedir?
-
Kaç imajımız var?
ETKİLİ SUNUM
VE ANLATIM BECERİLERİ
Topluluk önünde konuşma ya da sunum yapma, ne ‘panik atak’ nedenidir, ne de ‘çocuk oyuncağı’. İyi hazırlanılmış, iyi planlanmış, iyi sunulan bir konuşma; adeta bir ‘sahne gösterisi’ gibidir. Kişisel iletişim becerilerinizin katkısını da unutmayınız.
Bu soruların yanıtlarını bildiğinizden emin misiniz?
-
Konuşma metnini ezberleyip hatasız söylemek yetmez mi?
-
Tanıdıklarımızdan oluşan bir kitleye 'konuşmak' daha mı kolay?
-
Heyecanı dizginleyebilmek mümkün değil; yoksa mümkün mü?
-
Konuşma / sunum sırasında yardımcı araç kullanmak şart mı?
-
Elimiz titrerse, sesimiz çıkmazsa, terlersek ya da unutursak, karıştırırsak…Ne yapabiliriz?
-
Etkili bir konuşmacı olabilmek, iyi konuşmakla sağlanabilir mi ?
-
İyi / güzel konuşma yeteneğimiz yoksa?
-
Dinleyenlerin konuşmamızı sıkılmadan dinlemeleri çok mu zor?
İLETİŞİMDE DOĞAÇLAMA
Beden mi, zihin mi, kalp mi? Bilişsel zeka mı, sezgi mi? Yoksa hepsi mi? İnsanı insan yapan tüm olgulara bütünsel bir bakış açısı katmak ve yaşarken biriktirdiklerimizi damıtarak elde ettiğimiz özütle kimlik yaratmak…
Bu soruların yanıtlarını bildiğinizden emin misiniz?
-
Doğaçlamanın ana kaynağı nedir; Kendi yaşantınız olabilir mi?
-
Aklınıza geldiği gibi içinize doğduğu gibi söylemek... Ne kadar doğru?
-
Güzel söz söyleme mi, etkili söz söyleme mi?
-
Her hitap/konuşma hitabet midir?
-
Hitabetimizle kime, niye, nasıl iz bırakabiliriz? Bırakmalı mıyız?
-
Bir hikayeniz var. Nasıl anlatırsınız? Teknik gerekir mi?
-
Hikaye anlatmanın düşünce geliştirici yönünü farkettiniz mi?
-
İletişimsiz sanat olmaz. Sanatsız iletişim olur mu?
TEMEL PROTOKOL BİLGİLERİ
VE GÖRGÜ KURALLARI
Yaşamı her yönden kuşatan insan davranışları, görgüyle, nezaketle anlam ve estetik kazanır. Moral ilkeler dizgesi olan bu davranışlar, bir ölçü de olsa ilkel toplumlarda bile bulunur. Unutulmamalı ki; küçük işlerdeki ayrıntılara özen gösterme niyet ve sabrı, büyük işlere de yansır.
Bu soruların yanıtlarını bildiğinizden emin misiniz?
-
Protokol kuralları, devlet törenleri ya da resmî törenler dışında da uygulanır mı?
-
Protokol kurallarına uymamanın sonuçları / yaptırımı nedir?
-
Protokolde de ‘söz büyüğün’ mü?
-
Görünüşümüzün, giysilerimizin protokolde ‘ne işi var’?
-
Protokol kuralları genel midir; özel durumlar var mıdır ?
-
Diplomaside / uluslararası alanda çalışmıyorsak ya da üst düzey devlet görevlisi değilsek de gerekli mi?
-
Bu kurallar bütün dünyada, tüm ülkelerde geçerli mi; değilse hepsini nereden bileceğiz?
-
‘Günümüz dünyasında pek önemi kalmadı artık’ düşüncesi doğru olabilir mi?